UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde 2014 yılında Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı olarak yerini alan İzmir'in Bergama ilçesi, barındırdığı Helenistik, Roma, Doğu Roma ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntılarla yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekmeyi sürdürüyor.
Bölgede milattan önce 4'üncü yüzyılda sağlık tanrısı Asklepios adına kurulan Asklepion Örenyeri de tarihi ihtişamını koruyor. "Eczacılığın babası" olarak kabul edilen Antik Roma'nın en önemli hekimlerinden Galen'in de yetiştiği bir tıp okulu olan Asklepion, dünyada ilk psikoterapi yönteminin uygulandığı hastane niteliği taşıyor.
Telkin ve fizyoterapinin dışında su ve çamur banyoları, masajlar, şifalı otlar, müzik, çeşitli törenler, uyku odaları, su ve kuş sesi gibi tedavi yöntemlerinin kullanıldığı merkezdeki ziyaretçi sayısı son yıllarda artış gösteriyor.
"Ziyaretçi profilimizin 450 bin limitini aşacağını düşünüyoruz"
Bergama Müzesi Müdürü Nilgün Ustura, AA muhabirine, Asklepion'un Bergama Akropolü'nden sonra en çok ziyaret edilen ikinci tarihi mekan olduğunu söyledi.
Ustura, Bergama'nın UNESCO miras listesine girmesi ve tanınırlığının dünyada artmasıyla ziyaretçi sayısının da arttığını ifade ederek, "Her kesimden, her ülkeden ziyaretçiye ev sahipliği yapıyoruz. Amerika, Uzak Doğu ve diğer yerlerden ziyaretçilerin burayı gezdiğini görebiliyoruz. Gerçekten Bergama'yı merak eden ve her yıl gelmek isteyen ziyaretçi profilimiz var. 320 binlerden 370 binlere çıkan, 400-450 bin bandında devam eden ziyaretçi profilimizin bu sene 450 bin limitini aşacağını düşünüyoruz." diye konuştu.
"Antik dönemdeki misyonu devam ettiriliyor"
Asklepion'un sağlığa hizmet eden kuruluş hikayesini sürdürdüğünü dile getiren Ustura, şunları kaydetti: "Antik dönemdeki misyonu, işlevi hala günümüzde de devam ettiriliyor. Örneğin 47 yıldır düzenlenen psikoterapi etkinlikleri, burada devam ediyor. Tez çalışması kapsamında akademisyenler gelip çalışmalarını sürdürüyorlar. Üniversitelerin sağlık temalı panellerinin burada yapmaları aslında Asklepion'un kuruluş hikayesi olan sağlık temasının hala sürdürülebilir olduğunu gösteriyor. Her yapılan etkinlik bir sonraki yılda başka etkinliklerle beraber veya konu başlıklarıyla birlikte burada olmaya başlıyor. Dolayısıyla insanların gelip yapıp bir daha da gelmeme durumu değil, tam tersi geleneksel hale getirme çabası olduğunu görüyoruz. Biz de bundan mutluluk duyuyoruz."