Geçtiğimiz yıl rekor seviyelere ulaşan enflasyon oranına bağlı olarak alınan önlemler arasında kira artış oranına getirilen sınır da yer aldı. Normal şartlarda Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan aylık enflasyon verilerine bağlı olarak belirlenen azami kira artış oranı, hükümetin müdahalesi ile yüzde 25’te sabitlendi. 1 Temmuz 2023 tarihinde sona eren uygulamayı yeniden masaya yatıran yetkililer, ilgili uygulamanın bir yıl daha yürürlükte olacağına işaret etti.
Kiracıları sevindiren ev sahiplerini ise kahreden gelişmenin ardından anlaşmazlıklar artarken mahkeme koridorları da dolup taşmaya başladı. Söz konusu ev sahibi- kiracı anlaşmazlıkları ile ilgili arabuluculuk uygulamasını yürürlüğe alan yetkililer, davadan önce arabulucuya başvurulması gerektiğini ifade etti.
Gayrimenkul alanında yaşanan gelişmeler ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, alınan tüm kararların vatandaşları korumayı amaçladığını ifade etti. Bakan Şimşek’in açıklamalarının ardından gayrimenkul uzmanından da birtakım değerlendirmeler geldi. O ismin söyledikleri, kiracıları tedirgin etti.
BAKAN ŞİMŞEK DEĞERLENDİRDİ
Geçtiğimiz günlerde çok çeşitli uygulamalara yönelik birtakım açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kira artış sınırı ile ilgili de konuştu. Yüzde 25’lik kira artış sınırının ve kira uyuşmazlıklarının arabulucuya gitmesi uygulamasının tedbirler kapsamında yer aldığını ifade eden Bakan Şimşek, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bu tür tedbirler geçici nitelikte olup piyasayı normal işleyişine doğru sevk etmeyi ve vatandaşlarımızı korumayı amaçlamaktadır.”
“GEÇİCİ” VURGUSUNU YORUMLADI
Bakan Şimşek’in yüzde 25’lik kira artış sınırı için ‘geçici’ vurgusunda bulunmasının ardından Gayrimenkul Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı’dan birtakım değerlendirmeler geldi. Özelmacıklı, kiracıları tedirgin eden açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yüzde 25 sınırının kaldırılması, beklenen bir gerçektir. Bu durumu şu şekilde özetleyebiliriz: Gayrimenkul sektörü pandemi dönemi itibari ile yaşadığı üretim eksikliğini derin bir şekilde hissetmeye devam ediyor. Hem artan maaliyetler hem de finansmana erişimdeki sorunlar, gayrimenkule erişimi de giderek zorlaştırdı. İster istemez de insanların kiralık konutlara yönelik talepleri arttı.”
