Coğrafi konumu itibari ile yüzyıllardır birçok kişinin ve yönetimin ilgi odağında bulunan ülkemiz, sayısız güzelliğe ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Çok çeşitli bitkilerinden denizlerine, kaplıcalarından diğer doğal alanlarına kadar hem yerli hem de yabancı turistler tarafından her bir noktası ziyaret edilen Türkiye toprakları, son olarak önemli bir çalışma ile gündeme geldi.
Bir süre önce Murat Dağı’nda yürütülen çalışmalar neticesinde dağda fosil ağaçların bulunduğu açıklanmıştı. Söz konusu ağaç fosillerini analiz eden uzmanlar, ulaştıkları sonuçların hem ülke adına hem de genel olarak coğrafya adına oldukça önemli olduklarını belirtti. Peki, Murat Dağı’nda hangi tür ağaçların fosillerine rastlanıldı. İşte ayrıntılar…
BİN 480 METREYE KADAR UZANIYOR
Uzman isimlerin Murat Dağı’nda yürüttükleri çalışmalar sonucunda ulaştıkları ağaç fosilleri birtakım bilimsel analizlere tabi tutuldu. Analizlerin sonucu ise oldukça şaşırtıcı oldu. Edinilen bilgilere göre ağaç fosillerinin boyları bin 250 metre ila bin 480 metre aralığında değişiklik gösteriyor. Nadir olarak gözlenen bu boy aralığına sahip olan ağaçların yalnızca Çankırı ve Bolu çevresinde bulunduğunu ifade eden araştırmacılar, ‘pertifiye’ olarak nitelendirilen bu fosillerin doğanın tarihi açısından oldukça büyük bir öneme sahip olduklarına dikkat çekti.
GEÇMİŞE YÖNELİK İKLİM BİLGİLERİNE ULAŞILDI
Bulunan ağaç fosillerinin tamamının Sekoya ağaç türüne ait olduğu öğrenildi. Şu an ülke sınırlarımız içerisinde bu tür bir ağaca rastlamanın mümkün olmadığını belirten uzmanlar, dünyada ise yalnıza ABD’de ve Çin’de Sekoya ağaçlarının bulunduğunu ifade etti. Bulunan fosiller üzerinden yürütülen çalışmalar neticesinde Murat Dağı’nda geçmiş dönemlerde ılıman bir iklimin söz konusu olduğunu ve dağın akarsu kenarında bulunduğunu öğrendiklerini ifade eden uzmanlar, bu türün ‘Paliogen’ isimli döneme yani 50- 60 milyon yıl öncesine ait olduğunu belirtti.
50- 60 milyon yıllık geçmişe sahip olan Sekoya ağaçları ile ilgili konuşan uzmanlar, şimdiye kadar Türkiye il sınırları içerisinde yürütülmüş olan hiçbir çalışmanın sonucunda bu kadar yaşlı ağaçlara rastlanılmamış olduğunu ve bu açıdan da fosillerin hem Ege Bölgesi hem de Türkiye adına bir ilke tanıklık ettirdiklerini belirtti.