Uşak Kent Konseyi Başkanı Mehmet Kurnaz, açıklamasın da şu cümlelere yer verdi:
“İlimizde de otizmli bireyler eğitimi için tasarlanmış yeni bir okulun açılması bu sorunların ortadan kalkmasını sağlayabilecektir. Bu Bağlamda Milli Eğitim Müdürümüz ve diğer sivil toplum kuruluşları ile görüşmelerde bulunuyoruz, Ancak en önemlisi böyle bir okulu yaptıracak olan Hayırsever vatandaşlarımıza ihtiyacımız var. Siz değerli Basın mensuplarının da konunun hassasiyetine binaen bunu sık sık gündeme getirerek böyle bir okulu yaptıracak hayırseverin bulunması hususunda azami gayreti göstermenizi istirham ederim.
Uşak ilinde halen faaliyet gösteren Mavi Işık Otizm Derneği bireylere faydalı olmak amacıyla faaliyet göstermeye gayret etmektedir. OSB alanındaki toplumsal farkındalığın artması için çalışmalarını sürdüren bu kuruluşlar önemli çalışmalar yürütmektedir.
Uşak Kent Konseyi olarak Otizm Spektrum Bozukluğu olan bireylerin her daim yanında olmaya devam edeceğiz. Yaptığımız çalışmalar ve gösterdiğimiz faaliyetler ile OSB konusunda toplumsal farkındalığın oluşmasını sağlamak ve OSB olan bireylerin ihtiyaçlarını karşılamak için var gücümüzle çalışacağız” dedi.
“ 2 Nisan, Birleşmiş Milletler tarafından otizm konusunda farkındalık yaratmak ve otizm ile ilgili sorunlara çözüm bulmak amacıyla “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edilmiştir. 2 Nisan’da başlayan “Otizm Farkındalık Ayı” çerçevesinde dünyada otizmle ilgili araştırmaların teşvik edilmesi, bu konudaki farkındalığın artırılması ile erken teşhis ve tedavinin yaygınlaştırılması hedeflenmiştir.
Otizm Spektrum Bozukluğu; belirtileri yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluktur. Her coğrafyada ve her sosyoekonomik düzeyde görülebilmektedir. Erkeklerde kızlardan 3-4 kat daha fazla görüldüğü bilinmektedir. Otizmin sebebi halen bilinmemekle birlikte tıbbi araştırmalar genetik faktörler ile birlikte çevresel faktörlerin de rolü olabileceğini göstermektedir. Bir çocuğunda otizm olan ailenin diğer çocuğunda da otizm görülme oranı %4-10 arasındadır. Otizm ile ilgili yapılan pek çok araştırmada, değişkenlik göstermekle birlikte görülme sıklığının %1 civarında olduğu belirtilmektedir
Sessiz, içine kapanık, nasılsa konuşur gibi bazı yanlış inanışlar ya da toplum tarafından damgalanma kaygıları otizmli çocukların tanı ve tedavisinde gecikmelere yol açabilmektedir. Unutulmamalıdır ki Otizm, ne kadar erken yaşta tanınır ve uygun bir şekilde yönlendirilirse, tedavisinde o kadar olumlu sonuçlar alınan bir bozukluktur.
Otizm ismi aynı olsa bile her çocukta farklı belirtilerle görülebilir, her çocuğun klinik görünümü, tedavisi ve ilerleyişi aynı olmaz. En etkili tedavi yöntemi otizme yönelik özel eğitimdir. Otizmin tedavisine özel ilaç ya da aşı yoktur, ilaç tedavisi çoğunlukla otizme eşlik eden hırçınlık, aşırı hareketlilik, depresyon, yoğun takıntılar ve tekrarlayıcı hareketler için kullanılmaktadır. Dikkat edilmesi gerekir ki, güncel bilimsel verilere bakıldığında hiçbir alternatif tedavi yönteminin otizmi tedavi ettiğine dair kanıt bulunmamaktadır.
Ancak aileler bu yöntemlere başvurarak ciddi maddi kayıplara uğrayabilmektedir. Bu yöntemlere yönelmeden önce mutlaka bir çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanından danışmanlık alınması gerekmektedir” dedi.