Ünlü Karun Hazineleri'ni çağdaş bir ortamda sunan Uşak müzesi geçtiğimiz yıllarda açıldı ve 432 parça paha biçilmez eserden oluşan Karun Hazineleri'ne ev sahipliği yapıyor.

Yüzlerce parça değerli eserden oluşan bu koleksiyonda, MÖ 560-546 yılları arasında yaşamış Lidya Kralı Kroisos'a (Karun) ait olan ve iki kez çalınarak yurt dışına kaçırılan Kanatlı Denizatı Broşu da bu parçalar arasında yer alıyor. İşte herkesin ziyaret etmesi tavsiye edilen Karun Hazinesi ile alakalı tüm detaylar.

KARUN HAZİNESİ NEDİR?

Karun Hazinesi, çoğunluğu MÖ 560-546 yılları arasında Lidya ülkesini yöneten Kroisos ya da Krezüs (Karun) dönemine ait olan eserlere verilen ortak addır. Eserler, 1960'lı yıllarda Uşak'ın 25 km batısında ve İzmir karayolu üzerinde bulunan Güre kasabası yakınlarındaki tümülüslerden Amerika Birleşik Devletleri'ne kaçırılmış ve uzun bir yasal sürecin ardından 1993 yılında geri alınmıştır. Bazı kaynaklarda Lidya Hazinesi olarak da bilinmektedir. Hazinenin gün ışığına çıkarılan kısmı yaklaşık 450 parça içermektedir.

KARUN HAZİNESİNİN KAÇIRILIŞI

1965-1966-1968 yıllarında Türkiye'den kaçırılan bu hazine Lidya döneminin en görkemli eserlerinden biridir. Toptepe tümülüsü 1965 yılında ilk soyguna sahne oldu. Beş kişi mezar odasına ulaşmak için bir tünel kazmış ve daha sonra burada buldukları eserleri 65.000 TL'ye satmışlardır. Ardından, 1966 yılında on bir kişi İkiztepe tümülüsünü çalmıştır. Odanın içindeki 150 parçayı 160.000 TL'ye satmadan önce gizlediler. 1968'deki üçüncü Güre soygunu sırasında Aktepe tümülüsünde bulunan resim ve kabartmalar 40.000 TL'ye satıldı. Hazinenin tamamı 1985 yılında gazeteci Özgen Acar'ın bir sergide görmesinin ardından New York'taki Metropolitan Müzesi'nde bulundu.

DAHA ÖNCE ABD’DE SERGİLENİYORDU

Eserler yurt dışında New York'taki Metropolitan Müzesi'nde idi ve Kültür Bakanlığı'nın girişimleri ile dava açıldı ve yaklaşık 40 milyon dolarlık bir hukuk mücadelesinin ardından eserler 1993 yılında Türkiye'ye iade edildi. Müze yetkililerinin çalıntı olduklarını bilmelerine rağmen altı yıl süren davayı kazanamayacaklarını anladıklarında eserler iade edildi.

Kaynak: Öyküm Yavuz