Tezgâhına gelen vatandaşlara sadece bal değil, aynı zamanda bilgi ve güven sunan Çelik, “Balın gerçeği doğada, sahtesi ise piyasada” diyerek tüketicilere uyarılarda bulunuyor.
Kestane balından çam balına, çiçek balından karakovan bala kadar pek çok çeşidi raflarında sunan Recep Çelik, özellikle karakovan balının doğallığını ön plana çıkarıyor. “Karakovan balı, arının eliyle yaptığı, içine insan müdahalesi olmayan bir nimettir. Ne mum, ne şeker, ne tel, ne katkı; sadece saf bal. Bu yüzden şifadır” ifadelerini kullandı.
“Gerçek Bal, Gerçek Şifa Getirir”
Piyasada glikoz şurubu içeren sahte balların giderek yaygınlaştığını söyleyen Recep Çelik, tüketicilerin bilinçli olması gerektiğine vurgu yaptı. Çelik; "Bugün birçok noktada satılan balın içinde arıdan eser yok. Eğer balı sağlık için tüketiyorsak, onun hakikisini tercih etmeliyiz.” dedi.
“15 Yıldır Aynı Sözün Arkasındayım”
Uşak’ta balcılık yapmaya başladığı ilk günden bu yana glikoz içeren ballara tezgâhında yer vermediğini belirten Recep Çelik, “Ben bu işe girerken kendime söz verdim: Glikoz bu dükkândan içeri girmeyecek. O sözüm hâlâ geçerli. Kaliteli bal alan bir müşteri, seneye yine gelir. Bugün yurt dışından bile gelen müşterim var” ifadelerini kullandı.
“Renk Değil, İçerik Önemlidir”
Bazı vatandaşların karakovan balının rengiyle ilgili önyargılara sahip olduğunu söyleyen Çelik, konuya açıklık getiriyor. Çelik; “Karakovan balı siyah da olabilir, beyaz da. Bu onun kalitesiz olduğunu göstermez. Renk, balın yöresini ve hangi çiçekten üretildiğini gösterir. Asıl mesele katkısız olmasıdır.” dedi.
Fenni kovanlarla kıyaslandığında karakovan balının daha zor ve zahmetli üretildiğini belirten Recep Çelik, “Fenni kovandan birkaç defa bal alırsın ama karakovan için bir yıl beklersin. O yüzden değeri de farklı, şifası da." şeklinde konuştu.
