Hani derler ya cezaevine girenler için; ‘Allah düşürmesin’ diye. Aynı söz hastaneler için de geçerli, özellikle devlet hastaneleri için.
Geçenlerde yolum düştü mecburiyetten, baş dönmesi, baygınlık gibi nedenlerle dahiliye servisine gittim. Tahlil, EKG ‘Sonuçlar iyi, bizlik bir şey yok, kardiyolojiye git’ dedi doktor. Gittim. Kardiyoloji doktoru ‘kalp grafiğini çekelim sonuçları alınca gel’ dedi.
Nükleer Tıp bölümüne gittim 10 gün sonrasına 21.Ağustos.2023 Pazartesi sabah saat 9.00’a randevu verdiler. Aradan üç gün geçti cep telefonuma E Devlet’ten bir mesaj; ‘21 Ağustos Pazartesi saat 13.15’te Nükleer Tıp bölümündeki randevunuzda hazır olun’ diye.
BELEDİYENİN İŞİ KANTİNCİLİK DEĞİL
O gün rutin sabah 9.30 gibi gazeteye geldim çalışıyorum. Telefonum çaldı ‘Devlet Hastanesi Nükleer Tıp bölümündeki randevunuza niye gelmediniz’ sorusuyla karşılaşınca, şaşırdım. ‘Bana E Devlet’ten mesaj geldi, randevunuz saat 13.15’te’ diye dedimse de ‘siz mesaja bakmayın müsaitseniz gelin’ dediler, saat 10.00 gibi oradaydım. Mesajı gösterdim, şaşırdılar böyle bir şey ilk kez oluyor dediler. ‘Çabuk git, kantinden 1 KG Süt, simit veya poğaça ve bitter çikolata al gel’ talimatını alınca acil servis yanındaki kantine gittim. Süt, simit var, bitter çikolata yok. Hastanenin öbür tarafındaki kantine gittim orada da bitter çikolata yokmuş.
Uşak Belediyesi çalıştırıyor bu kantinleri ihaleye girip almışlar, Sanki işleri kantincilikmiş gibi. Onu da her işlerinde olduğu gibi beceremiyorlar.
BİTTER ÇİKOLATA NE BULUNMAZ HİNT KUMAŞIYMIŞ MEĞER?
Hastane dışına çıktım, Emniyet Müdürlüğü yanındaki polis kantinine gittim sordum, ‘bitti öğleden sonra gelecek ‘dediler. Sıcak bir yandan, sinir bir yandan kentte aldım soluğu. Buldum bitter çikolatayı gelmek üzereyken yine bir telefon, ‘neredesiniz sizi bekliyoruz’ diye. Soluk soluğa geldim. ‘Bitter çikolata aradım onun için geciktim dedim, normal olsa da olur du’ dediler. Hemen efor testi odasına aldılar. Hap verdiler, karşı odada beklememi istediler. Odada 6 kişi daha vardı. Çağırdılar, damardan ilaç verdiler, beklettiler zamanı gelince film çektiler, ‘karnınızı doyurabilirsiniz’ dediler, daha sonra tekrar ilaç verdiler tekrar filim derken öğleden sonra saat 15.00 oldu. ‘Gidebilirsiniz, cuma öğleden sonra sonuçlar çıktığında doktorunuza gidin’ komutuyla soluğu dışarıda aldık.
‘PARAM YOKTU EŞİMİ TORBALI’YA GÖMDÜM’
5 saat boyunca aynı odada kaldığımız 6 kişiyle hoş sohbet, şikayetler, zamlar eleştirildi, emekli maaşları konuşuldu. Açık olan televizyonda zaman zaman haberler izlenirken ruhumuz karardı, TRT Müzik kanalına geçtik derken, Banaz’ın Yenice köyünden geldiğini söyleyen yaşlı bir amca dikkatimi çekti. Yanında kumanya poşeti yoktu. Ne süt ne simit ne de bitter çikolata almamış. ‘Param pulum yok zar zor geldim zaten. Nerede iş buldumsa çalıştım, ırgatlık yaptım. Sigortam da olmadı. Yeşil kartlıyım ‘dedi. ‘Hatta çalışmaya gittiğimiz Torbalı’da eşim vefat etti. Param olmadığı için oraya gömdüm’ deyince herkes bir suskunluk ve şaşkınlık içinde dona kaldı. İçimizden birisi kendi kumanyasından süt, simit verdi. Süt bitince, karşı odada kadınların olduğu bölümden istenen sütü paylaştılar falan filan...! Bir roman gibi uzatıp gittim galiba…Affola…Bakalım Cuma günü nelerle karşılaşacağım...?