30 yıllık gazetecilik hayatımda çekmediğim sıkıntıları son 3 yılda çektim. Kıyısından kenarından geçmemeye özenle itina gösterdiğim Fetö çukuruna, bir iftira sonucunda düşürüldük. Şimdilik fazla detayına girmeyeceğim….
Hepimizin malumu, geçtiğimiz hafta sonu sona eren Uşak’taki en önemli Fetö davasında mahkeme heyeti son noktayı koydu. 111 kişi ile başlayan, tefrik edildikten sonra 36 kişi devam eden bu davada beraat eden 9 kişiden birisi olarak, Alllah’a şükür ki, aklandık. Elbetteki buna başta ailem olmak üzere dostlarım sevindiler ama, en çok üzülenler de şüphesiz ki dört gözle benim ceza almamı bekleyenler olmuştur.
MAHKEME BAŞKANI SAYIN DENİZ VE BAŞSAVCI SAYIN KORKMAZ’I GÖRÜNCE
Hafta başı başlayan ve 4 gün boyunca süren bu davada, yaklaşık dört yıldır yapılamayanların tamamı yapıldı ve mahkeme heyeti olağanüstü bir çaba göstererek, tüm engellemelere karşın davayı sonlandırdı. Başta Hazım Sesli olmak üzere 27 kişi çeşitli cezalara çarptırıldılar. Her dakikası, heyecan ve korku dolu 4 günlük maratonun sonuna geldiğimiz Cuma günü mahkeme heyeti saat 14.00’de kararını açıklamak için son kez toplanacaktı. Cuma namazını kılmak için Adliye yolu üzerindeki Belediye Camii’ne gittiğimde camide Mahkeme Başkanı Sayın Deniz ile Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Korkmaz’ı görünce, içim rahatladı.
Her ne kadar suçsuz olduğuma inansam da, gene de ne olur olmaz diye insan korkmuyor değil hani. Kendi kendime dedim ki; "Kalbinde Allah korkusu olan, adaletle hüküm verir" inancı ve beklentisi içinde namaz sonrası adliyenin yolunu tuttum. Ortalık ana-baba günü. Sözün bittiği yerde, nefesler tutulmuş, mahkeme heyetinin vereceği karar bekleniyordu.
TÜRKİYE’DE AÇILAN ANCAK SONLANDIRILAMAYAN İLK FETÖ DAVASI
Türkiye’de açılan ilk Fetö davası olmasına karşın, ancak bir türlü sonlandırılamayan bu Fetö davasında mahkeme heyetinin kararını açıklamasının ardından gözyaşları, sevinç çığlıkları, bağırış-çağırış, kucaklaşmalar derken bu korku filminin sonuna gelinmişti. Benim açımdan filmin sonu yazılan iftira senaryosuna göre değil, Türk Adaletinin terazisine göre Alllah’ıma şükür, mutlu sonla bitmiş oldu.
Yaklaşık 4 yıldır alnımda Fetöcü damgasıyla dolaşmak elbetteki hayatımın en acılı günleri oldu. Bu hain Fetö örgütünün 15 Temmuz kalkışması, başta yargı olmak üzere, emniyet-asker ve tüm kurumlarımız ile birlikte vatandaşlar olarak bizim de kimyamızı bozmuştu. Ama bir de böyle bir iftira sonrası kendimizi Fetö çukurunda bulunca adeta hayatım kararmıştı. Ama geç te olsa, bu çukurdan da alnımızın akıyla çıktık.
Bu süre içinde köşe yazısı da yazamaz olmuştuk. Artık bu günler geride kaldı. Kaldığımız yerden yazılarımı sürdüreceğim. Sizlere bu Fetö davasının bilinmeyenlerini, perde arkasını ve yaşananları ilerleyen günlerde uzun uzun anlatacağım….