Geçtiğimiz hafta, ülkemiz için yeni başlangıçlara vesile olacak, birçok tarihsel olaylar yaşadık.

Geçtiğimiz hafta, yaşanan olaylar gözümüzdeki perdelerin kalkmasını sağlamıştır.  Ülkemize başka ülkelerin duyduğu, gizli düşmanlıkların, art niyetlerin ortaya çıkmasına ve her yaş, her zekâ seviyesinde olanlarında görmesini sağlamıştır.

Geçen hafta, yaşadığımız olayların, dünyamızın genel yapısını anlamamıza büyük katkıları olmuştur.Ülkemizin üstüne kara bulut gibi çöken terörün kimler tarafından yaratıldığı, beslendiğinin anlaşılmasını ve terörden dolayı akan her kanın sorumluları ve kullandıkları silahların bağışçılarını ortaya çıkarmasını sağlamıştır.

Geçen hafta yaşanan olaylar, ekonomimizin, eğitimimizin, sağlığımızın, tarımda kullanılan tohumumuzun, çevremizin, beslenmemizin, güvenliğimizin globalleşiyoruz diye başka ülke ve bazı ülkelerin akıncıları olan şirketlere ve tefecilerine teslim edilmemesinin ne kadar büyük bir tehlike olduğunu bize bir kez daha hatırlattı.

Geçen hafta yaşanan olaylar, ayni zamanda, Türkiye’mizin nasıl bir anda bir araya geldiğini, kenetlendiğini dünyaya gösterdiği bir hafta da oldu.

Geçen hafta ülkemiz için;  Onların ekonomilerini perişan ederim, sözünü eden ülkenin yetkilisine Çitten atlayan koyun ve keçi diyaloğunu hatırlatmak lazım. Sanki kendi ekonomileri dört dörtlükte, bizim ekonomimizi darma, duman edeceğini söylüyor.  Gelin, ülkemizi tehdit eden ABD ve AB nin tehditlerini uygulamaya geçerlerse neler olur bir inceleyelim;

1) Ülkemizin, bazı ilaçlar hariç, hayati hiçbir şeyin ithaline ihtiyaç duymamaktadır. Yeni telefon, araba, ithal ev eşyası almadan yaşayabiliriz. İhracat ile ithalat dengesine baktığınız zaman ülkemizin, ülkemizi tehdit eden ülkeler lehine açık verdiği de bir gerçektir. Ülkemizden mal almamak ve mal satmamakla ekonomik kayba uğrayacak olanlar onlar olacaktır. Ülkemiz, hem üretimden, hem de tüketimden gelen gücünü kullanacaktır.

2) Ülkemize her hangi bir ekonomik yaptırım yapmaya kalkarlarsa, ekonomik yaptırım uyguladıkları İran ile Kısmı ekonomik yaptırım uyguladıkları Çin ve Rusya ile kendi göbeğimizi kendimiz kesebiliriz.

3) Hangi konuda olursa olsun,  ülkemize yapılacak her hangi bir saldırı ve müdahale, oluşmakta olan üç kutuplu dünyanın oluşumunu hızlandırır. Üç kutuplu dünya gerçekleşirse, daha doğrusu resmi olarak oluşursa dünyadaki tüm güçler dengesi değişir. Bu durumda, şu anda dünyada büyük güç olan ülkelerin ve şirketlerinin işine gelmez.

4) Ülkemize yapılacak olan bir müdahale zaten yönetim ile yönetilenler arasında ciddi fikir ayrılığı olan kuzey Afrika ve Arap yarım adası ülkelerinin güdümlü Arap baharatı yerine gerçek Arap baharı yaşamalarını sağlar.

5) Ülkemize yapılacak olan her hangi bir müdahale, Dünyada gücü elinde tutan Avrupa ve Amerika kıtasını liderlikten düşürerek Asya kıtasını güç kıtası yapar.

Bu maddeleri daha çok uzatabiliriz. Biz geçen hafta birçok şey öğrendik. Ülkemizi karşısına alan, dost görünümlü düşman ülkeler şu iki şeyi bilmek zorundadır: Dünya eski dünya değildir. Bu bir. Türk halkı, küstüğü dağın odununu yakmaz. Çeşmesinden su içmez. Bu da iki.

Saygılarımla.