Kalitenin birçok tanımı olmakla birlikte en geçer tarifi: Beklentilere uygunluk olarak kabul edilmektedir.

Yani, bir şehrin beklentileri karşılaması şehri kaliteli şehir yapar. Peki, bir şehir beklentileri nasıl karşılar? Bunun için neler gereklidir. Bunun cevabını da bulmak çok zor değil. Her şeyin olmazsa olmazı birincisi iletişim. İkincisi de, hiç şüphesiz eğitim.

Doğru bir iletişim, iletişim kanallarını açık tutmak ve geri bildirimle olur. İyi bir iletişim iyi bir yönetimi getirir. Yönetenleri konumsal liderlikten alır, durumsal lider yapar. Yani liderliği yönettiği kitle tarafından da kabul edilen lider yapar.

Doğru iletişimin olduğu illerde, yapılanlar ve yapılamayanlar tüm kitleye anlatılır. Kısacası şehir tepeden aşağıya doğru sağlıklı bir şekilde yönetilir.

Ben yaptım olduların yerine, öncelikli sorunların çözüldüğü ve beklentilerin karşılandığı mutlu yaşayanların olduğu şehirler oluşturur. Mutlu şehirler, Şehrin taleplerinin doğru kanallarla toplandığı, yapılanların ayni doğru kanallarla topluma anlatıldığı böylece dedikodu gazetelerinin itibarını kaybetmesi ile oluşur.

Başka bir önemli hususta şehirde kararlar alınırken çok seslilik, kararlar alındıktan sonra da tek seslilik gerekir.

Aslında şehirde atanmışların ve seçilmişlerin doğru işler yapmaları, halk tarafından yapılanların görülmesi takdir edilmesi için gelişmiş demokrasiler güzel bir çözüm bulunmuş ve KENT KONSEYLERİ kurulmuştur.

Kent konseyleri, şehri yukarıdan aşağıya sağlıklı bir şekilde yönetilmesini sağlayarak, şehrin kahvelerdeki art niyetli kişilerin dedikoduları yaymalarının önüne geçer.

Kent konseylerinin doğru şekilde çalışa bilmesi için kent konseylerini yönetenlerin Maslow’un ihtiyaçlar basamağında, son basamakta olması gerekir. Siyasette beklentisi olmayan, gelir artırıcı bir yer olarak kent konseyini görmeyen. Etikete ihtiyacı olmayan insanlardan oluşması gerekir.

Kent konseylerini yönetenlerde şunu bilmelidir ki, kent konseyleri baskı yapan değil, tavsiyelerde bulunan yerlerdir.

Ayrıca, Şehrin talepleri, Muhtarlar ve sivil tolum kuruluşları tarafından kent konseylerinin çalışma gruplarına getirilmelidir. Burada toplanan talep ve öneriler ilgili kurumlara iletilmeli, kurumlardan alınan bilgiler, kent konseyin oluşturan Üyelere anlatılmalı ve doğru bilgiler böylece katılımcı başkanlar tarafından da kendi üyelerine ulaştırılarak, yanlış bilgilerin şehirde gezmesinin önüne geçilmelidir.

Kent konseylerinin yönetimine aday olanların, ülkenin beş, on yılık kalkınma planları ile TR 35 olan Zafer kalkınma ajansı ile resmi kurumların mastır planları hakkında bilgi sahibi olmaları gerekir.

Bence, Kent konseyleri yönetmeliğinde bir düzenleme yapılmalı, kent konseyi başkanları ve yönetimi seçimle değil de atanma ile gelmeli, gelen başkan çalışma gruplarını seçerek göreve başlamalıdır. Kent konseylerinin seçimle gelmesi nedeni ile şehirlerde birçok tabela dernekleri oluşmaktadır. Sadece kent konseyi seçimlerinde var olan sonra kuruluş amacının (a) sında bile çalışma yapmayan derneklerin oluşmasına neden olmaktadır.

Bir de sadece ayni amaç için kurulmuş olan sivil toplum kuruluşlarının oy kullanma yetkisi sadece en çok üyesi olanda olmalıdır.

Diğer bir hususta kent konseylerinin seçimle oluşması, Seçimle gelme, kent konseyinin hizmette tek sesliliğini bozmaktadır. Şehirde birlik beraberlik mesajını verecek en önemli kurum kent konseyi olması gerekirken, seçimlerde kentteki sivil toplum kuruluşları bir biri ile çatışmakta, kırgınlıklar oluşmaktadır. Kent konseyi şehrin sesi olmasının önüne geçilmektedir.

Pandemi öncesi Uşak Kalkınma vakfının düzenlemiş olduğu gerçekten çok önemli bilgilerin sivil toplum kuruluşlarına verildiği aylar süren Eğitimler verilmişti. Ayni eğitimler sivil tolum kuruluşlarına mutlaka verilmelidir. Bu eğitimlerin bilgilendirmenin öneminin yanı sıra sivil toplum kuruluşlarının bir birlerini tanımalarına, iletişim kurmalarını da sağlamaktadır.

Eğitimlerin dışında da sivil Toplum Kuruluşları sıklıkla bir araya getirilmelidir. Hatta bu toplantılara Atanmışlar ve seçilmişlerde katılarak, Brifing havasında olmayacak şekilde yaptıklarını, yapmayı planladıklarını, yapılamayanların ise neden yapılamadığını anlatarak. Şehirde doğruların konuşulmalarını sağlamalıdırlar. 

Doğru çalıştırılan ve çalışan, Kent konseyleri, Kaliteli yaşana bilen, mutlu insanların yaşadığı şehirlerin olmazsa, olmazıdır.

Saygılarımla.