Çekişmeler, karşılıklı mücadeleler ne kadar güzeldir. Çekişmeli bir maç taraftarlarına büyük zevk verir. Bu mücadeleyi seyreden çocuklarda,  gençlerde o kulüplere ve o spor dallarına da ilgi artar. Çekişmeli ve mücadeleli piyasa ve Pazar mücadelesi veren firmaların, çalışanlarına, temincilerine, müşterilerine sundukları ürün ve hizmet kaliteleri ile çok eforlu mücadeleleri, sonucunda başarıları yakaladıklarında çalışanlarının yorgunlukları hemen geçmektedir. Yorgunlarını atmış, yeni başarılar için sahaya çıkmış, firma çalışanlarını gördükçe o firmaların ürünlerin kullanmak isteyen müşteri ve o firmalarla çalışmak isteyen teminci ve gençleri hemen görmek mümkündür.
Bu olumlu durum rekabet sınırları ve tanımı çerçevesi içinde olursa sürer gider. Bu yüzden rekabetin nerede bittiğini, çatışmanın nerede başladığını bilmekte fayda vardır.
Yoksa Çekişmelerin ve mücadelelerin kalitesi düştükçe, bu ister partiler arası, isterse spor kulüpleri arası, isterse firmalar arası isterse de ülkeler arası olsun, görünenler ve duyulanlar insanlar üzerinde bu rekabeti çatışmaya dönüştürenlerin beğeni puanlarını düşürmektedir.
Bu günün dünyasında, ülkelerin, partilerin, firmaların, ,insanların kaliteleri görünür, izlenir, duyulur hale gelmiştir. Hiçbir şey uzun süre gizlenmez olmuştur. İnsanlar her ne kadar konuları dışında çok fazla genel kültürlü olmasa da, iyi ile kötüyü ayırt edebilecek kabiliyete kavuşmuştur.
Çağımızın iletişim çağı olması nedeni ile iyi- kötü, doğru- yanlış her türlü bilgi hızla yayılmaktadır. Bu bilgi yayılma sırasında geçen zamanın on katı zamanla, konulara ilgi duyan insanlar tarafından yanlışların yerine doğrular koyulmaya çalışılmaktadır. Sonunda da, dün yalancının mumu yatsıya kadar yanarken bu gün için öğle vaktinde sönmektedir.
Rekabet; ileri götürücü, çalışma azmi veren, hayata bağlayan bir şeydir. Çatışma ise;  gerileten, vakit, nakit kaybettiren, çalışma azmini yitirten, hayattan bile soğutan bir şeydir.
Çünkü rekabette, bilgi paylaşımı, yardımlaşma, başarılardan mutluluk duyma vardır.
Çatışmada ise kavga, başarılardan öfke duyma, yaşamak için rakibini ortadan kaldırmak isteği vardır.
Takım ruhu gelişmemiş, biz olamamışların yöntemi çatışma olurken, takım ruhunu yakalamış, biz olabilmişlerin tercih ettikleri yöntem rekabettir.
İleri gitmiş, mutlu yapılara bakın hepsi çatışmadan uzak, rekabetçidirler. Yapının şekli ailede olsa, devlette olsa bu böyledir.
Hareket noktanız elde edeceğiniz sonucunuzu da belirler.
 Neden biz başarısızız? Onlar neden bu kadar başarılı? Sorusunun cevabını aradığınızda; Başarıları ve başarılıları örnek alanların rekabetçi kültüre sahip olduklarını, başarıları ve başarılıları kıskananların çatışmacı kültüre sahip olduklarını hemen görürsünüz.
Örnek alma haritasını kullanırsak, başarıyı buluruz. Kıskanma haritasını kullanırsak, yok olur gideriz.
Saygılarımla.