Kişilerin ve şehirlerin konuştukları konular onlar hakkında bilgi verirmiş. Hatta bazı uzmanlar özellikle kişilerin kişilik analizleri için dinledikleri müzik, seyrettikleri filimler, güldüğü espriler büyük ipuçları bulurmuş.
Şehrinize bakın, şehir yaşayanlarının, günlük hayatta en çok konuştukları konular hangi kümeye giriyor. Konuşulanlar, İnsanlar kümesine mi? Olaylar kümesine mi? fikirler kümesine giriyor?
Özellikle küçük illerde siyaset nedeniyle en çok insanların konuşulduğu, dedikoduların havalarda uçuştuğu bir günlük konuşma hayatı vardır. Bunların çoğu yalan olmasına rağmen insanlar duymak istediklerini duydukları şeyleri duyunca başkaları ile paylaşmaktan da büyük mutluk duyarlar. Çünkü insanların konuşulduğu şehirlerde yaşayanların büyük bir çoğunluğu kendini güçsüz gördüğü için açık iletişime girmez, sorunun sebebi gördüğü kişiye gidip de yüzüne konuşulan konuyu sormaz. Aslı var mı? Yok mu? Diye birinci ağızdan işin doğrusunu öğrenmez. Bunun yerine, hele birde kişiye bir gıcıklığı varsa, konuşulanların aslı var mı? Yok mu? Diye sorgulamadan yayarak, kendisini gizlediğini zannederek dedikoduları hızla yayarak, hasmına zarar vererek intikam aldığını sanırlar.
Özellikle bu durum, yine küçük yerlerin kaderidir. Kişilerin kişilere takıntıları kimi zaman çocukluklarına dayanır. Kimilerinin ki gençliklerine dayanır. Ya okul takımında oynarken kişi ona pas vermediği için gol atmasına engel olmuştur. Yâda göz koyduğu kızı, zamanında hasmı almıştır. Birde buna karşı siyasi parti veya ayni parti içinde yükselme söz konusu olunca hasmını küçümseyecek, onu itibarsızlaştıracak bir asılsız dedikoduyu, çok eskide kalmış bir konuyu ya kendileri yayarlar yâda yayılan asılsız bir dedikoduyu duyduğunda bir an evvel yayma gayreti içine girerler.
Bunun zararı bazen kişiden çok partisine veya şehre olur. O kadar birikmiş, yılar içinde o kadar büyümüştür bu kin ve nefret. Kişi artık kişiye zarar vermekle, partisine veya şehre zarar verme arasında ki farkı göremez olur. Partisi ve şehri zarar görür. Ama o, bunun farkında olmaz. Ne olursa olsun öfkesi bir türlü sönmez, yeni intikamlar ve halk tarafından kabul göreceği yeni dedikoduların peşine düşer. Ama maalesef eylemlerinin sonunda hasmından ziyade partisi, şehri zarar görür. Ayni şehir gemisinin, parti kamarasına zarar verdiği için kendi, çocukları ve gelecekteki torunlarına zarar verdiğini bilemeden yaşar.
Sözün kime ait olduğunu bilmiyorum ama çocuklarımın odalarında uzun yıllar astığım şu sözü çok seviyorum. “ Küçük insanlar insanları, normal insanlar olayları, büyük insanlar fikirleri konuşur.”
Saygılarımla. A. Tufan Güven.