Çok garip bir dünyada yaşıyoruz.

Bir tarafta, dünya ticaret, iç, ülkeler arası ve işletme savaşları. Bir tarafta kansere çare bulan tıp. Karadeliğin fotoğrafını çeken astronomlar. Fosil yakıtlarını sonlandırma maksadı ile elektrikle işleyen otomobil yapan mühendisler.

Tıpkı günlük hayattaki olaylar gibi. Ölümler, doğumlar, düğünler gibi. Baş sağlığı diliyoruz. Kutluyoruz. Göbek atıp oynuyoruz.

Tüm dünyaya baktığımızda bazı şeylere hayret etmemek deelde değil. Bazen bir bardak suda fırtına koparan, bazen de binlerce insanın ölümünü yok sayan, küresel ısınmayıönemsemeyen G- 8 liderleri.

Gerçekten dünyamızda olup biten birçok şeyi görüp, duyup da şaşırmamak elde değil. Dünya nüfusundaki artışa göre gıda üretiminin yetersiz gelmesi konusuna insan sağlığını bozan GDO ürünlerle çözüm arayanlar ve onların bozduğu sağlığı düzeltmeye çalışan tıp. Çevreye zarar veren kimyasalları üreten kimyagerlere karşı, çevreyi kirleten kimyasallarla mücadele edecek kimyasalları üreten kimyagerler. İnsanların konforunu arttıran arabalar üreten firmalar. Otomobillerin çokluğundan konforlu arabalarının içinde yaşam kalitesi düşen, yaşam saati azalan insanlar.

G-8 liderlerinin ağzından düşmeyen şu cümleler ve kelimeleri hep duyuyoruz.İnsanlığa hizmet. Dünya Barışı. Çevresel önem. İşte bu kelime vecümleleri G-8 liderleri ne kadar sık kullanırlarsa insanlık bu konularda bir o kadar geri gidiyor, savaşlar, küresel ısınma ve çevre felaketleri artıyor.

Hâlbuki gerçek, samimi ve art niyetsiz nüfus planlaması ve yaradılışa aykırı olmayan tarımsal ve sanayi üretimini hayata geçirmenin bu ülkeler için çok zor bir şey olmadığını düşünmüyorum.

İnsanların bu kadar hastalanmasının ve ruhsal çöküntüler içinde olmasının en büyük nedeni; insanlara hayati ihtiyaçları dışındaki ihtiyaçların, hayatın olmazsa olmazı şeklinde empoze edilmesidir. Maalesef insanlık ve dünyamız daha fazla kazanç ve kişisel hırslar uğruna yok ediliyor.

Sanayileşmeye karşı çıkmak mümkün müdür? Tabii ki mümkün değildir. Bolluk ve insanın her konuda istediği şeylere ulaşma ve elde etmesi kolaylığına, hayır denebilir mi? Denemez.

Peki, bu kadar patırtı, kütürtünün sebebi ne? Neden birçok olumluluklar artarken, birçok konuda gelişmeler olurken insanlık neden mutsuz?

4.0, sanayinin ne olduğunu daha yeni öğrenmişken, haydi, karanlık üretim, 5.0, sanayi terimlerini duymaya başladık. Bu baş döndürücü gelişmeler güzel şeyler elbette ama. Bu gelişmeler, insanlığa işsizliğine, açlığına, sağlığına, eğitimine katkılarımı olacaktır yoksa insanlığı daha işsiz, daha aç, daha sağlıksız ve daha da eğitimsiz mi yapacaktır. Her şeyi insanlığa sunan yaratana karşı, insanlığın imkânları kısıtlayan gelişmelere devam mı edeceğiz?

Dünya,bazı ülkelerin dünya lideri olmaları, ülkelerindeki işletmelerinin dünya pazarlarına hâkim olmaları, karlılıklarını artırmaları ile saydığımız sorunlarından kurtulamaz ama Eğitime, bedensel ve ruhsal konulara yatırım yapmak, Dünyadaki, gereksiz üretimi ve savaşları sonlandıracaktır.

Ne gariptir ki G-8 ler şu iki konun farkına varamamışlardır;  Sağlıksız bir çevre, Eğitimsiz toplumlar başka gezegende değil sizlerle ayni gezegende yaşıyor bu bir. Ayni eti, sebzeyi yemediğinizi, ayni suyu içmediğiniz düşüne bilirsiniz ama aslında, ayni kirli havanın oluşturduğu yağmurların sularını içiyor, ayni sularla sulanmış sebzeleri tüketiyorsunuz. Ne kadar paranız, gücünüz olursa olsun dünyanın savaşan bölgesini, gezemiyor göremiyorsunuz, buda iki.

Saygılarımla.