Bilgi, bilgiyi bulan içinde, bilgiyi kullanan içinde her zaman önemli olmuştur. Bilgide, yönetim gibidir. Az kimse tarafından bulunur, kitleler tarafından kullanılır.

Sanırsam Mevlana’ya ait olduğunu duyduğum güzel bir söz vardır” Işık yaymanın iki yolu vardır. Ya mum olacaksın, yâda ayna. “
Yine bilgi ile alakalı, en çok sevdiğim sözlerden biriside; “ sende bir yumurta, bende bir yumurta. Sen bana verdin. Bende sana. Sende bir yumurta. Bende bir yumurta. / Sende bir bilgi. Bende bir bilgi. Sen bana verdin. Bende sana. Sende iki bilgi. Bende iki bilgi.” Diyen Çin atasözüdür. Bu söz bize, verdikçe azalmayan tek şeyin bilgi olduğunu bize hatırlatır.

Çağımızın ismini buluşlardan yola çıkarak bulmaya çalışsak, çağımıza, elektrik çağı diyebiliriz. İletişim çağı diyebiliriz. En doğru olanı, elektriği de, telefonu da, interneti de bulan bilgi olduğuna göre, bilgi ve bilginin getirdiği teknoloji ile birlikte anılacağı bilgi ve teknoloji çağı demek daha uygun olacaktır.

Günümüzde bilginin buluşa dönüşmesi durumunda patent hakkı elde edilmektedir. Bu durumda, buluşu gerçekleştirenin kendini ve daha sonra dünyaya gelecek neslinin de zenginleşmesi demektir.

Sosyal bilimlerde, ön görü, tahmin, arşivlerde yıllarını geçirerek, güneş ve temiz hava yüzü görmeden tarihe ışık tutacak bir belge ve bilginin bulunmasının ise maddi bir değeri yoktur. İktisat da olduğu gibi Tarihe geçersiniz. Liselerden sonraki eğitim kitaplarının içinde yer alırsınız. Onursal değeri vardır.

O yüzden sadece ve sadece sayısal zekâya sahip olanları zeki kabul ettiğimiz bir çağda yaşıyoruz. Bilgi= para, şeklinde olmayan zekâları pek önemsemiyoruz. Hâlbuki çağımızda fark edildi ki; insanlarda tekli zekâ değil çoklu zekâ var. Gardner, zekâyı, sözel- dilsel zekâ, / Mantıksal - Matematiksel Zekâ,/ Görsel - Mekânsal Zekâ, / Bedensel - Kinestetik Zekâ,/ Müziksel - Ritmik Zekâ, /Kişisel - İçsel Zekâ,/ Kişilerarası - Sosyal Zekâ,/ Doğa - Varoluşçu Zekâ./ Şeklinde sekiz gruba ayırmıştır.
 
Tıp fakültesini birincilikle kazanan çocukla, spor akademisini birincilikle kazanan çocukların dereceli olarak, zekâları arasında bir fark yoktur. Ama zekâ türleri arasında bir fark vardır.
 
Bilgi çağında olduğumuzu söyledik. Bilginin önemine değindik. Bütün zekâ türlerinin de eğitimle geliştirilebileceğini söyleyerek, asıl mevzuumuza gelelim;
 
2005 de, Çin mallarının, Dünya Ticaret Örgütü anlaşmaları çerçevesinde serbest dolaşımının başlaması ile birlikte dünyada önce ekonomik daha sonra sosyal değişimler olmaya başladı. Bu değişim hızı bilginin yayılama hızının artması ile birlikte çok hızlı oldu. Sonuç olarak da, devlerde bu gelişmelerden nasiplerini aldılar. Bir anda, özellikle kuzey Afrika’da köklü, dünyanın birçok yerinde ise, iktidar değişikliklerine sebebiyet verdi. Bunu okuya bilen işletmeler ve partiler altın çağlarını yaşamaya başladılar.
 
Şimdi dünyada, hızlı iletişim ve bilgideki yayılma hızı ve doğru bilgilerin hızla değişimi sonucu, Dünyada her konuda, yeni oyunlar ve kurallarda değişiyor. Bunları okuya bilen, okuduğunu doğru yorumlayan, çıkardığı sonuçları, günlük hayata uygulayan ve etrafı ile paylaşabilenlerin kazanacağı bir döneme giriyoruz.
 
Bunun içindir ki; Devletler de yeni ittifaklara ihtiyaç duymaktadırlar. Bunun içindir ki; oyunu doğru algılamış ve çözmüş işletmeler, ya, bazı iş kollarını terk ederek yeni yatırım konularına yönelmektedirler. Yâda, şirket evlilikleri yapmaktadırlar.
 
Kümelemelerin, öneminin artığı bir dünyada yaşadığımızı bilmeliyiz. Yoksa Çatışma ile rekabeti birbirine karıştırmayan ülkelerin ve işletmelerin kazanacağı, rekabet etmeyi çatışma gibi algılayan ülke ve işletmelerin kaybedeceği bir çağda olduğunuzu birileri bize hatırlatır.
 
Saygılarımla.