AKP nin, 3. Olağan üstü kongresinden sonra parti içinde nelerin değişeceği, ülkemizde yaşayan herkesi etkileyeceğinden, Tüm kesimleri ilgilendiren bir konudur.
Değişim sadece partide olan bir şey olarak kalmayacak, Bakanlar kurulunu etkileyecektir. Her bakan, devletin kalkınma planlarına sadık kalsa da, kişisel uygulama farklılıkları olacaktır.
Her ne kadar Cumhurbaşkanımızın danışmanları, her konuda fikir ve yorumlarını belirtseler de Bakanlar ve bakanlara bağlı Bürokratlarda, konular üzerine kendi fikir ve yorumlarını Cumhurbaşkanımıza ileteceklerdir.
Yani kim Bakan olursa olsun bir şey değişmez yargısı doğru değildir. Bakanlar değişince bakanların atayacağı İl müdürleri de değişecektir.
İl müdürlerinin değişmesi, resmi dairelerdeki etkili personelinde değişmesini sağlayacaktır.
Bu durum taşradan Ankara’ya giden sorunlar ve çözüm önerilerini de değiştirecektir.
Peki, bu durum Ülkenin yararına mı olur, yoksa zararına mı olur? Sorusunun cevabı gayet net ve açıktır. Atanacak Bakan ve atayacağı Bürokratlara bağlıdır.
Yeni kabineyi, eş zamanlı görevler bekliyor. Yapılacak çalışmalarda öncelik sıralaması tek, tek değil, ayni sıra numarasında bir den fazla kalemin yer aldığı çalışmaların yapılması gerekiyor.
Eskisinden daha hızlı çalışan, meclis, Bakanlar, Bürokratlar, partilerin İl ve ilçe yönetimleri, sivil toplum örgütleri.
Neden mi? Referandumun ardından çıkarılması gereken uyum yasaları, yeni yönetmelikler. Ülkemizde yıllardır sorun olmuş, ama çözülmemiş birçok konuyu ortadan kaldıracak, yeni yasalar ve yönetmelikler nasıl hayati ise, Sanayinin, Tarımın, lojistiğin, eğitimin ve emekli ve ücretlinin yaşadığı sorunlarında çözülmesi bir o kadar önemlidir.
Bu günlerden sonra Milletvekilliği, Bakanlık, Üst düzey Bürokratlık ve devlet memurluğu, daha fazla efor gerektirecektir.
Vatandaş olarak bizlere de Atanmış ve seçilmişlere yardımcı olmak, sabır göstermek, yapıcı eleştirilerde bulunmak gibi görevler düşmektedir.
Saygılarımla.